“15 Ocakta ,gece dokuzu biraz geçe ,Mannheimer Strasse NO.43 Adresinde bulunan Marcussohn’un evinin zili çaldı.Rosa Luxemburg ‘kalktı sokağa çıkacakmış gibi giyindi.,gece masasınından Goethe’nin Faust’unu alıp çantasına koydu. Postal sesleri kapısını kapatığı odasından duyuluyordu.
Karargah olarak kulanılan Eden otelinin lobisine iki milisle girdiğinde kalabalık içinden biri ‘’Röschen’ ‘’İşte kart orospu geçiyor.’’diye bağırdı.Merdivenleri her basamağa dikkat ederek o aksayan,toplayan ayağını çevresine belli etmeden Kurmay Yüzbaşı Pabst önüne götürüldü. ‘’siz Frau Rosa Luxemburg’musunuz ‘’diye sordu Rosa ‘’Kimlik tespiti sizin işiniz’’ diye cevapladı.
Yüzbaşı Teğmen Voğel’i içeri çağırtı.Rosa’ya Moabit cezaevine teslim edeceklerini söylediler. Mantosounu ilikledi tek kelime söylemeden merdivenlere yöneldi . Merdivenlerden inidiğinde , geçtikleri lobi, Rosa Luxemburg’un buraya geldiğini duyanlarla dolmuştu. Döner kapıya ulaşmadan kalabalık içinden çıkan er Runger tüfeğinin dipçiği ile kafasına vurdu. Rosa,hiç ses çıkarmadan halıyla kaplı yere düştü.Bir kez daha Er Runger şakağına dipçiği ile vurdu,üçüncüsünü vuracaktı ki yanında ki’’Dur bu kadar yeter’’. Kafası ağzı kanlar içinde olan rosa yerden alınıp iki asker tarafından caddede bekleyen Taksinin arka koltuğuna atıldı.
Yüz metre ilerden gelen silah sesi otelden duyuldu. Teğmen Vogel kılıfından silahını çıkarmış Rosa Luxemburg’un başına nişan almış ve tetiği çekmişti. Tutukluk yapan silahın tetiğini ikinci kez çekerek silahı ateşlemişti.
Araba Spree nehrinin kıyısına geldiklerinde durması emredildi. Teğmen Vogel ‘’buradan atalım ‘’dedi. Birileri ‘’yaşlı kaltak şimdi yüzüyor ‘’dedi.”